27 Şubat 2010 Cumartesi

Kahramanım(!)

Konuşulanlar yaşananlar uçup gitmiş gibi… ufacık bir olay karşısında aşırı tepki görerek suratına tokat yer gibi, sanki bir açığını arıyorlarmış, bu anı bekliyorlarmış gibi… geriye kalan ise kandırılmışlık… bu his; karşında dimdik duran ve sinsi sinsi sırıtan insan suretine bürünmüş halde sürekli yolunu keser… yıkıp geçmek istersin, devirmek istersin ama yapamazsın senden daha güçlüdür. Zaten en zayıf anında karşına çıkar. Baş edemeyeceğini bildiği için güler karşında zevk alırcasına. Seni bu hisse sokan kişinin kurtarmasını beklersin seni ironik bir şekilde. Seni batağa itip de elinden tutmasını beklersin. Kahramanın olsun istersin.. ve sadece istemekle yetinirsin..

20 Haziran 2009 Cumartesi

nerdeydim ben

bir haftanın stresiydi üzerime yapıştırdığın. Bende istiyordum rahatlamış halini görmeyi.. dışarı atmanı istedim stresini, üzerime değil.. o an neler düşündün bilmeyi çok istedim, merak ettim gerçekten ben var mıydım yanında yoksa bir figüran mıydım senin için? Yanında olmak istedim beni hisset istedim ama gerçekten hissettin mi beni? Ben miydim yanındaki yoksa yalnız mıydın yada bir başkasıyla.. sonuç olarak sen stresini atmıştın fakat ben ne kadar yardımcı oldum sana, ne kadar yanındaydım. Kendimi mi kandırıyordum acaba yada kendimi kandırdığım konusunda mı kendimi kandırıyordum. Gerçekten ben var mıydım? Olmalı mıydım? Olmuş gibi mi yapmalıydım yada hiç bir şey yokmuş gibi mi yapmalıyım? Ben nerdeydim o an? Yanında mı? Beyninde mi? Hiçbir yerde mi?

19 Haziran 2009 Cuma

çok derin yada fazla sığ

Ben bakarken senin şeffaflığına, görmeye çalışırken içini, inmeye çalışırken derinlere fark ettim ki sen benim baktığım yerde bile değilmişsin. Seni derinlerde ararken… oysaki sen o kadar sığ sularda yüzüyormuşsun ki, burnumun ucundaymışsın, gözüme sokuyormuşsun kendini ama gözlerim daha uzaklara bakarken görememişim seni… sonra daha daha uzaklara bakarken kendimi kaybetmiş, nerde olduğumu anlamadan, mekandan zamandan soyutlanmış bir halde.. her yer karanlık ve sesimi duyan yok..sığ sularda yüzen sen fark edilmemenin verdiği üzüntü ile hiçbir zaman var olmadığın, bulunmadığın derinliklerinin kapılarını iyice kapatmışsın.. içeride benim olduğumu bilmeden hapsettin beni oraya.. çıkamıyorum oradan hiçbir yere gidemiyorum senin yüzdüğün sığ sulara bile çıkmıyorum..sadece derinlere düşen yansımanı görüyorum onunla yetinmeye çalışıyorum ama yetinmeye çalışmak duygusu acı veriyor.. yetinmemeliyim almalıyım benim olmalı diyorum ama sesimi duyan yok ne de bir ışık senin karanlık zindanında..
Büyük bir pişmanlık içerisinde diyorum kendi kendime keşke ben bu kadar derinlere bakmaya çalışmasaydım ve gözümün önündeki seni fark etseydim… keşke sende biraz daha derinleri bulmaya çalışsaydın gözlerimde, belki o derinlerden beni çıkarıp sığ sularda birlikte yüzerdik…. keşke